Yarış Atları
Masalımız kocaman uçsuz bucaksız bir sürü yarış atlarının bulunduğu bir harada geçiyormuş. Bu haranın içinde güzel kocaman bir ev varmış ve bu evde de haranın sahibi 3 kızıyla birlikte kalıyormuş. Bu güzel kocaman evin haricinde bir de bir sürü çalışanın kaldığı evler varmış. Çalışanlar burada kendi evlerinde kalır, yemeklerini hep beraber yapar ve yerlermiş. Yarış atlarının her şeyiyle ilgilenen eğitimli kişiler ve veterinerler varmış. Bu harada bir sürü insan beraber yaşarmış anlayacağın.
Hara sahibinin en büyük kızı Rüya, hayvanları çok seven biriymiş ama özellikle atları. Küçüklüğünden beri hep atların içinde büyümüş. Her gün gelip çalışanların atlarla nasıl ilgilendiğini, neler yaptığını izler dururmuş. Harada çooook özel bir at varmış. Adı Poyraz. Poyraz, sevimli, güçlü, kuvvetliymiş.
Poyraz herkesin sevgisini kazanmış, herkesi de seviyormuş ama en çok Rüya’yı seviyor ve ona alışkınmış. Rüya her gün ama her gün gelip Poyraz’ı tımar eder, onu sever ve ona havuçla şeker yedirirmiş. Rüya ve Poyraz arasında uzun zamandır oluşan özel bir bağ varmış ve herkes bunun farkındaymış. Rüya diğer atları da çok seviyormuş ama Poyraz’ın yeri ayrı ve özelmiş. Bazen Poyraz’la uzun uzun konuşur, derdini anlatır, bazen de beraber müzik dinlerlermiş. Rüya için Poyraz arkadaş, dost gibi bir şeymiş.
Bir gün Poyraz yarışta koşarken bir ayağını incitmiş ve biraz kanamaya başlamış ayağı. Veterinerler, çalışanlar merhem sürmek için ayağına eğiliyorlarmış ama Poyraz kimseyi yanına yaklaştırmıyormuş. Rüya Poyraz’ın sesini duyup koşa koşa gelmiş ve hemen merhemi sürmek için eğilmiş.
Poyraz ona izin vermiş ve sonrasında da ona sarılmış. Günler gelmiiiiş, geçmiiiiiş… Rüya havalar soğumaya başladığı ve dikkat etmediği için çok kötü hastalanmış hatta evde hastane gibi bir ortam yaratmışlar. Rüya halsiz ve yorgun hissettiği için atların, Poyraz’ın yanına hiç uğrayamaz olmuş. Rüya Poyraz’ı o kadar çok özlemiş ki, ailesine sürekli onu görmek istediğini söylüyormuş.
Bu sırada Poyraz önemli bir yarışa katılacakmış ama yine ayağında rahatsızlık tekrarlamış. Ne veterinerler ne de çalışanlar yanına yaklaşamıyorlarmış bile. Poyraz’ın hem canı acıyormuş hem de iyileşemezse ayağı daha kötü olabilirmiş. O gece Rüya uyurken;
-“Rüya benim ayağım çok acıyor. Yarışa katılmak istiyorum. Sana çok ihtiyacım var, gel bana merhem sür lütfen!” demiş Poyraz.
Rüya irkilerek uyanmış ve hemen üzerini giyinip Poyraz’ın yanına gitmek istemiş. Babasını kahvaltı masasında görmüş
-“Kızım neden kalktın ve nereye gidiyorsun? Dinlenmen lazım senin.” Demiş babası.
-“Poyraz’ın hasta olduğunu neden sakladınız benden, bana ihtiyacı var baba.
-“Sen hastasın daha da kötü olma diye söylemedik kızım.” Demiş babası ama Rüya o sırada çoktan merdivenlerden inip Poyraz’a doğru gitmeye başlamış. Bir bakmış ki, Poyraz’ın etrafından bir sürü çalışan ve veteriner. Kimi sakinleştiriyor, kimi yarasıyla ilgilenmeye çalışıyor ama Poyraz kimseyi yanına yaklaştırmıyor ve sürekli inliyormuş.
Tam o sırada Rüya’yı görmüş ve birbirlerine doğru koşmaya başlamışlar. Poyraz Rüya’nın başını, saçlarını yalıyor Rüya’da ona sarılıyormuş. Herkes hayretler içerisinde bu manzara karşısında kalakalmış. Poyraz’ın ayağına Rüya hemen merhemi sürmüş ve Poyraz o gece sonunda rahat uyumuş. Bundan sonra Rüya hasta olsa bile Poyraz’ı hep ziyaret etmiş ve onu hiç yalnız bırakmamış.
Bu masalı dinlemek için buraya tıklayın.
Sevgili Aileler; Bir Masal sitemizin size ve çocuklara faydalı olduğunu umarak masallar seçiyor, beğendiğinizi ve bizi takip ettiğinizi umuyoruz. Bizlere de faydalı olması açısından lütfen yorum bırakmayı unutmayın 🙂
Bir Masal sitemizin uygulamasını artık Akıllı telefonlarınıza yükleyebilirsiniz, Buraya tıklayarak Google Play’den Bir Masal uygulamamızı indirin.
Masalı yazan : Deniz Altıok. Bu masalın izinsiz kullanılması, kopyalanması ve yayınlanması yasaktır.