Bir varmış bir yokmuş hikayemiz çok güzel bir dağın eteğinde, büyük bir kasabada geçiyormuş. bu kasabada çok değerli ve eski iki tarihi kilise varmış. Kiliseler çok eskiyor ve yıpranıyormuş. Zamanında bu kasabada Hristiyan kişiler yaşarmış. Zaman zaman buraya gelir ve kiliseleri ziyaret ederlermiş. Kasabada bulunan evlerde kalırlarmış. Kasaba halkı ise bu gelen ziyaretçilere en iyi misafirperverliği gösteriyorlarmış. Çünkü iki tarafta birbirlerine karşı çok saygı ve sevgi doluymuş. Aralarında ne bir tartışma ne de bir kötü söz geçermiş.
Gelen kişilerin çocukları ile kasabada yaşayan çocuklarda çok iyi anlaşırlarmış. Her geldiklerinde bol bol vakit geçirir ve oyunlar oynarlarmış. Çocuklar arasında Emre adında bir çocuk varmış. Bu çocuk tarihi eserlere çok meraklıymış. Kasabadaki tek tarihi eser ise bu kiliselermiş. Bu yüzden arada bir kiliseye gider, araştırır hatta temizliğine yardım edermiş. Tarihi eser konuları olabildiğince araştırır, bazen de öğretmenlerine sorarmış. Bu yüzden turistler Emre’yi ayrı severmiş.
Çünkü Emre hem kilise ile hemde turistlerle ilgilenirmiş. Ayrıca onlardan yeni tarihi bilgiler öğrenirmiş. Çocuklardan birisi çok yaramazmış. Emre ve diğerleri gibi düşünmüyormuş. Etrafa çok zarar veren ve bunu oyun zanneden birisiymiş. Özellikle kiliselere gidip oyun oynar ve tarihi yapıyı hiç düşünmezmiş. Kasaba halkı ve Emre buna çok üzülüyormuş. Kasaba esnafı da bu gelen turistlerden kaldıkları süre içinde gelir elde ediyorlarmış. Kasaba da kalan turistler aynı zamanda esnaftan alışverişte yapıyormuş.
Bir gün Emre ve arkadaşları karar vermiş. Gidip öğretmenleri ile konuşmuşlar. Her şeye zarar veren Ahmet ile ilgili bir şeyler yapılmasını istemişler. Öğretmene her şeyi anlatmışlar. Ahmet’in tarihi yapılara önem vermediğini ve onları korumadığını anlatmışlar. Öğretmeni de buna çok şaşırmış ve üzülmüş. Çocuklara gidip Ahmet ile konuşacağına dair söz vermiş. Çocuklara da duyarlı oldukları için teşekkür etmiş. Bir gün dersin bitimine yakın öğrencilere biraz vaktimiz var ve konuşalım demiş öğretmenleri. Haftaya turizm haftası demiş ve bu konuda konuşmaları gerektiğini belirtmiş. Daha sonra başlamış anlatmaya. ” Turizm bir ülkenin bacasız fabrikasıdır. Ülkeye ciddi bir kalkınma sağlar. Dışarıdan gelen turistler ülke ekonomisine oldukça yarar sağlar.”demiş.
” Ülkemiz bir çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Çok fazla tarihi eser ve tarihi olay barındırmaktadır. Bu yüzden birey olarak onlara sahip çıkmalı ve korumalıyız.” demiş. Öğretmen bu konuda biraz daha anlatmış. Kimse kimseye bakmamış amaAhmet ne hata yaptığını anlamış. Ahmet verdiği zararlarla sadece bir binaya değil aynı zamanda herkesin sahip olduğu bir değere zarar veriyormuş. Bu yüzden bencil olmaması gerektiğini, bunun yerine duyarlı olması gerektiğini anlamış.
Bu masalı dinlemek için buraya tıklayın.
Sevgili Aileler; Bir Masal sitemizin size ve çocuklara faydalı olduğunu umarak masallar seçiyor, beğendiğinizi ve bizi takip ettiğinizi umuyoruz. Bizlere de faydalı olması açısından lütfen yorum bırakmayı unutmayın 🙂
Bir Masal sitemizin uygulamasını artık Akıllı telefonlarınıza yükleyebilirsiniz, Buraya tıklayarak Google Play’den Bir Masal uygulamamızı indirin.
Masalı yazan : Deniz Altıok. Bu masalın izinsiz kullanılması, kopyalanması ve yayınlanması yasaktır.