İrem ve Ozan
Bir varmış bir yokmuş, zamanın birinde güzel büyük bir şehirde küçük bir aile yaşarmış; anne, baba ve iki tane çocuk. Bir kız bir oğlan çocuklarına sahip olan genç anne babanın ikisi de çalışıyormuş. Kız 11, oğlan ise 8 yaşındaymış, isimleri ise İrem ve Ozan’mış.
İrem ve Ozan okullarında çok aktif olan başarılı öğrencilermiş, projelerde sıklıkla yer alan İrem kardeşi Ozan’ı da erkenden alıştırıyormuş. Okullarına yeni bir öğretmen gelmiş ve okul yönetimi de yeni öğretmen için bir hoş geldin eğlencesi hem de öğrencilerin üzerinde çalıştığı projeleri tanıtmak için bir aktivite düzenlemek istemişler ve bütün öğrencileri aileleriyle davet etmişler.
İrem ve Ozan çok heveslenmiş ve hemen akşam anne, babaları geldiklerinde onlara iki gün sonra okulda olacak olan programı anlatmışlar ve, “Herkesin annesi babası da gelecek hem benim proje grubumla da tanışır projemizi görürsünüz, geleceksiniz dimi?” demiş İrem. Anne ve babaları ise biraz kararsız kalmışlar çünkü iş durumları belli olmuyormuş. Sessiz kalıp cevap vermedikleri için Ozan hemen, “Lütfen gelin, arkadaşlarımla sizi tanıştırmak istiyorum,” demiş ve anne ile baba tamam demek durumunda kalmışlar. İrem ve Ozan çok heveslenmişler çünkü genelde anne ve babaları hep işleriyle ilgilenirler, eve geç gelirlermiş bazen ve sürekli telefonlarında konuşmalar ve yazışmalar yaparlarmış. Bu yüzden gelmeleri onlar için çok önemliymiş.
İrem proje ekibiyle son hazırlıkları yapmış, Ozan ise okulda heyecanlı dolanmaya başlamış. Yavaş yavaş veliler gelmeye başlamış, herkes önce öğretmenlerle tanışıyor ve konuşuyor sonra ise çocuklarının yanına geçiyorlarmış. İrem ve Ozan kapıyı gözler olmuşlar adeta, zaman geçmiş geçmiş geçmiş. Yeni öğretmen için ufak bir eğlence düzenlenmiş, projeler tanıtılmış yeni öğretmene ama İrem ve Ozan’ın ailesi gelmemiş. Arkadaşlarının ailesi onları eve bırakmış, evde anne ve babalarını beklemeye başlamışlar. Geç saatte eve geldikleri günlerden biriymiş çalışan ailenin ama İrem ve Ozan çok üzgün oldukları için onları beklemişler. Eve geldiklerinde ise İrem ve Ozan onları salonda gayet ciddi kıyafetler giyerek ve ellerinde not defterleri önlerinde bir masa ve iki sandalyeyle karşılamışlar. Anne ve babaları şaşkın şaşkın birbirlerine bakmışlar ne olduğuna anlam verememişler.
İrem, “Merhabalar, bu akşam anne ve baba mülakatımıza hoş geldiniz. Lütfen oturun ve telefonlarınızı asistanım Ozan’a verin,” demiş ve devam etmiş, “Günde ne kadar işinizle vakit geçiriyorsunuz ya da ne kadar ailenizle vakit geçiriyorsunuz çünkü ailenize ayırdığınız saat daha kolay sayılabilir,” demiş. Ozan ise, “Bugün okulda bizim için önemli bir gün vardı ve siz haber bile vermediniz. Oysaki telefonlarınız her gün elinizdeydi haber verebilirdiniz!” demiş.
İşte o zaman anne ve babaları çocuklarıyla hiç ilgilenemediklerini, onları ihmal ettiklerini ve önemli anlarında yanında olamadıklarını maalesef yeni anlamışlar. Oturdukları sandalyelerden kalkıp hemen çocuklarına sarılmışlar ve özür dilemişler. O gece sarılarak uyuyan küçük aile ertesi sabaha artık daha duyarlı ve birbirleriyle bol bol vakit geçiren bir aile olmaya ilk adım atarak uyanmışlar.
Bu masalı dinlemek için buraya tıklayın.
Sevgili Aileler; Bir Masal sitemizin size ve çocuklara faydalı olduğunu umarak masallar seçiyor, beğendiğinizi ve bizi takip ettiğinizi umuyoruz. Bizlere de faydalı olması açısından lütfen yorum bırakmayı unutmayın 🙂
Bir Masal sitemizin uygulamasını artık Akıllı telefonlarınıza yükleyebilirsiniz, Buraya tıklayarak Google Play’den Bir Masal uygulamamızı indirin.
Masalı yazan : Deniz Altıok. Bu masalın izinsiz kullanılması, kopyalanması ve yayınlanması yasaktır.