Haylaz Engin
Bir varmış bir yokmuş güzel, bahçeli ve doğanın içinde bir ev varmış. Bu ev o kadar güzelmiş ki karşısında bir ırmak, arkası yanı ormanla çevriliymiş. Bu güzel evin 3 tane kedisi, 2 tane tavuğu ve 5 tane horozu varmış. Meyve ağaçlarıyla dolu olan bu ev tam bir huzur adresiymiş.
Bu evde anne, baba ve iki tane çocuk yaşarmış. Anne ve baba çalışır çocuklar ise okula giderlermiş. Çocukların ismi Engin ve İlayda’ymış. Engin ve İlayda anne babasını severmiş ama Engin genelde zorlayan çocuk olurmuş. İlayda ve Engin ikizlermiş fakat huyları hiç birbirine benzemezmiş. Engin umursamaz, dağınık, asi bir çocukmuş İlayda ise daha ılımlı, pozitif bir çocukmuş. Aynı sınıfta olmalarına rağmen pek anlaşamazlarmış. Haylaz Engin derlermiş sınıfta ona.
Günlerden bir gün çocukların annesi iş yerinde ters bir hareket sonucu ayak bileğini incitmiş ve alçıya almak zorunda kalmışlar. Bilek öyle bir incinmiş ki alçı 2 hafta kalacakmış. Annelerinin bu süre boyunca oldukça az hareket etmesi ve kendisini yormaması gerekiyormuş. Babaları birkaç gün izin almış ve eşine, çocuklarına bakmış ama daha fazla işten izin alamazmış. Anneleri çocukları karşısına almış ve, “Çocuklar babaanneniz birkaç güne burada ama o gelene kadar benim sözümden çıkmak yok. Ben zaten zor hareket ediyorum lütfen beni üzmeyin olur mu?” demiş ve ikizlerde tamam demişler.
Engin tamam demiş ama saniyesinde konuşulanları unutmuş. Odasını dağıtıyormuş nasılsa kontrol eden yok diye, kahvaltısını yapmadan çıkıyor okulda abur cubur yiyormuş, hiç ödev yapmıyor bilgisayarda hep oyun oynuyormuş, annesi ne zaman bir şey rica etse ya işim var diyip İlayda’ya yönlendiriyor ya da duymamazlıktan geliyormuş. Engin bu rahatlığı sevmiş o yüzden bitsin istemiyormuş. Akşamları babası geldiğinde ise annesiyle ilgilenmekten odalara bakamıyor ve ödevleri kontrol edemiyormuş.
Engin hep yaptım diyormuş ama ertesi gün İlayda sınıfta yapmadığını öğrenince çok şaşırıyormuş. O gün İlayda Engin’e neden anne ve babamıza yalan söylüyorsun diye karşısına alıp soru sormuş Engin ise hiç umursamadan servise binmiş. Haylaz Engin mutlu mutlu eve giderken oynayacağı oyunları ve yiyeceği abur cuburları düşünüyormuş.
Engin ve İlayda servisten inmiş ve evlerinin önünde ambulans varmış. Çocuklar çok korkmuş ve bir bakmışlar anneleri sedye üzerinde! Çocuklar başlamış ağlamaya babaları hemen onların yanına gelmiş ve, “Anneniz bugün kendisini iyi hissetmiş ve sizin için yemek yapmak istemiş. Sonra odalarınızı toplamak için ağır ağır yürürken oyuncaklardan birine takılmış ve düşmüş. İncinen ayağı daha kötü olmuş. Şimdi ameliyata alacaklar galiba siz burada kalın babaanneniz burada zaten.” demiş ve onları öperek hızlıca gitmiş.
İkizlar ağlaya ağlaya eve çıkmışlar ve eve girip yemek kokusunu duyunca daha da içli içli ağlamaya başlamışlar. Haylaz Engin salondan odasına geçerken bir bakmış ki hep onun oyuncakları yerde ve dağınık, İlayda’nın odasına bakmış onun odası düzenli ve temiz. Haylaz Engin işte o zaman anlamış annesinin onun oyuncakları yüzünden düştüğünü.
Engin daha da ağlamaya başlamış ve ağlaya ağlaya odasını toplamış, oyuncaklarını kaldırmış, ödevlerini yapmış. İlayda’nın yanına gitmiş ve sarılarak özür dilemiş. 3 gün sonra anneleri eve dönmüş ve herkes çok sevinmiş bu duruma. Haylaz Engin annesine kocaman sarılmış ve onu ne kadar sevdiğini kötü bir dersle öğrenmiş. Engin artık İlayda gibi düzenli, ılımlı olmaya başlamış ve artık huzur dolu evleri daha da huzurlu, mutlu olmuş.
Bu masalı dinlemek için buraya tıklayın.
Sevgili Aileler; Bir Masal sitemizin size ve çocuklara faydalı olduğunu umarak masallar seçiyor, beğendiğinizi ve bizi takip ettiğinizi umuyoruz. Bizlere de faydalı olması açısından lütfen yorum bırakmayı unutmayın 🙂
Bir Masal sitemizin uygulamasını artık Akıllı telefonlarınıza yükleyebilirsiniz, Buraya tıklayarak Google Play’den Bir Masal uygulamamızı indirin.
Masalı yazan : Deniz Altıok. Bu masalın izinsiz kullanılması, kopyalanması ve yayınlanması yasaktır.