Keloğlan Ve Sincap Masali

Keloglan Masallari
  Bir zamanlar
bir köyde bir kadın ile oğlu Keloğlan yaşarmış. Fakirlikten, açlıktan perişan
durumdalarmış. Bazen evde yiyecek hiçbir şey bulunmaz, oğul Keloğlan sepeti
alır eline düşermiş ormanın içine. Biraz mantar toplar getirirmiş anasına
pişirmesi için.O gün yine sıkıntılı bir günmüş. Hava sisli ve yağmurluymuş.
Keloğlan yine ormana gitmiş.

Başlamış
mantar toplamaya. Biraz da kendi yemiş. Sonra dinlenmek için oturmuş koca bir
ağacın altına.
Başını
kaldırınca bir sincap görmüş, öylece oturup duruyormuş. Keloğlanı görünce
birden daldan inmiş sincap ve ağlamaya başlamış. Kucağına almış keloğlan
sincabı, öpmüş, sevmiş sakinleştirmeye çalışmış. “Aaaah, ah” demiş sincap,
“Senin gibi bir arkadaş bulamadım şimdiye kadar.”
Kendisi de
dertlenen Keloğlan fakirliğini anlatmış sincaba. Çok acımış sincap onun haline,
“gel sana bir iyilik yapayım” demiş. Saatlerce yürümüşler ve sonuçta orman
bitmiş uzakta kayalıklar görünmüş. Sincap, “Oraya git, seni keklikler
karşılayacak sana üç soru soracaklar doğru bilirsen ne kazanacağını görürsün”
demiş. Gerçekten de Keloğlanı keklikler karşılamış. Kraliçe keklik “sana üç
sorumuz var, bilirsen iki küp altın alacaksın” diye konuşmuş.
“Sorun”
demiş Keloğlan. Bir kiraz ağacını gösteren kraliçe keklik “O ağaçta kaç kiraz
var söyle bakalım” diye sormuş. “Onu bilmeyecek ne var, sesin altın tüylerinin
sayısı kadar.” Nereden bildiğini sorunca da “say da bak” demiş.
Doğru kabul
etmişler bu yanıtı.
İkinci soru
“Dünyanın tam ortası neresi” biçimindeymiş. Bunu da “Tam senin ayağını bastığın
yer” diye yanıtlamış Keloğlan, “inanmıyorsan ölç de bak!”
Bu da doğru
kabul edilmiş.
Son soruda
ise eline iki tane ceviz alan kraliçe “hangisi daha ağır bil bakalım” demiş.
“Suya daha
fazla batan ceviz daha ağırdır” diye yanıtlamış Keloğlan.
Bu da doğru
kabul edilince iki küp altın verilmiş kendisine.
Koşa koşa
evine dönmüş Keloğlan altınları anasına teslim edip hemen sincabı aramaya
başlamış. Sincabı bulunca onu yine ağlar bulmuş, “Ben” demiş sincap, “Aslında
padişahın kızıyım. Fakat bana büyü yapıldı ve bu hale geldim.” Ona yardımcı
olacağını söylemiş Keloğlan. Ancak sincap “Çok zor” demiş, “Kaf Dağı’na
gideceksin, bir ejderhanın olduğu mağaradan zümrüt suyunu alıp getireceksin.”

Kasabadan
keskin bir kılıç alan keloğlan Kaf Dağı’na varmış. Mağaranın ağzında bekçilik
yapan dev yılanları kılıcıyla kesmeye başlamış. Yılanların çıkardığı sesi duyan
ejderha mağaradan çıkıp aşağılara doğru inmeye başlamış. Bunu fırsat bilen
Keloğlan mağaraya girip zümrüt suyunu getirdiği şişeye doldurmuş. Koşarak
sincaba dönen Keloğlan’ı sevinçle karşılamış sincapcık. Zümrüt suyunu içer
içmez de dünyalar güzeli bir kız olmuş. Birlikte kızın padişah babasının
sarayına gitmişler. Padişah da durumu öğrenince bir deve yükü altın armağan
etmiş ona. Anası ile ömürlerinin sonuna kadar sıkıntısız, mutlu bir yaşam
sürdürmüş Keloğlan ile anası da…
Gökten üç elma düşmüş biri masalı yazanın başına biri okuyanın başına biride bu masalı dinleyenin başına…
 Masal oku yazarak youtube videolarını çocuklarınıza izletmeyiniz, çocuklarla direk iletişim halinde olmanız  pedagojik açıdan faydalı olacaktır.
    Keloğlan Ve Sincap Masalını umarım beğenmişsinizdir. Bir masal sitemize destek vermek isterseniz www.facebook.com/birmasaloku facebook sayfamızı beğenip yorumlar atabilirsiniz.Bu uzun masal sizler için Keloğlan  masalları içinden derlenmiş olup masal ile ilgili düşünce ve önerilerinizi lütfen yorum bölümünden bizlere yazınız. En güzel çocuk masalları için sitemizi geziniz.  

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir