Yaya Okul Gezisinde
Burnu olmayan sinek Yaya okuldaki ilk gününü çok güzel bir şekilde atlatınca okuldan bu kadar korkulmaması gerektiğini anlamış ve okula gitmek için saatleri saymaya başlamıştı. Bu hafta da Yaya okul gezisinde çok eğleneceğini ve tüm okulla tanışacağı için çok heyecanlıymış. Her sene okulun yeni başladığı dönemde bir kaynaşma gezisi düzenlenirmiş ve bu sene de bu gezi okula biraz uzaklıktaki Sincap’ın Çamlığına yapılacakmış.
Yaya arkadaşlarının onu dışlamadığını görünce çok mutlu olmuş ve ailesiyle bunu hemen paylaşmıştı. Ertesi günler artık ek başına okula gidip gelen Yaya halinden çok memnunmuş. Hatta kendisine yol arkadaşı bile edinmiş. Sınıflarındaki yılan Bibi ile evleri çok yakın olduğu için her gün beraber gidip geliyorlarmış. Yılan Bibi önce herkes tarafından ürkütücü görünse de aslında çok tatlı ve dost canlısı bir hayvanmış. Yaya her sabah babasının yaptığı meyveli karışımdan Bibi’ye getiriyor ve Bibi güne çok daha mutlu başlıyor.
– Yaya çok teşekkür ederim, sayende her sabah enerji doluyorum.
– Rica ederim Bibi, ders öncesi bu karışım çok iyi geliyor cidden. Gezi için heyecanlı mısın?
– Evet Yaya hem de çok. Çünkü abim ve ablam ne zaman okul gezilerinin konusu açılsa hep bu ilk gezinin önemi ve mükemmelliğinden bahsedip duruyorlar.
Yaya ve Bibi okula varmışlar. Herkesin dilinde okul gezisi varmış. Öğretmenleri onlara gezide uyulması gereken kurallardan bahsetmiş ve 2 gün sonraki gezi için o da heyecanlı olduğunu söylemiş. Çünkü öğretmenleri Pembe Ayı ilk kez bir sınıfıyla geziye gidecekmiş, önceki gezilerde hep bir şey olmuş ve gidememiş.
Derslerini dikkatli bir şekilde dinleyen öğrenciler okul sonrası eve geçmişler ve ertesi günde daha fazla heyecanla ders işleyip yine evlerine dönmüşler. O gece geziden önceki son geceymiş ve Yaya heyecandan uyuyamıyormuş. Sabah olmuş, babasının meyve karışımından bol bol yemiş, annesi çok güzel bir kahvaltı hazırlamış ve evet Yaya güne hazırmış.
Bibi ile okula gitmiş her zaman ki gibi ve bir servise binerek Sincap’ın Çamlığına doğru yol almışlar. Tam 5 servis geziye gidiyormuş ve Yaya yeni arkadaşlarıyla tanışacağı için çok mutluymuş. Çamlığa varmışlar ve bütün öğretmenler yeri tanıtmış, kurallardan bahsetmiş ve yemek saatini belirleyip herkesi kendi haline bırakmışlar.
Önce herkes sınıfıyla konuşmaya başlamış ama sonra tüm sınıflar büyük küçük demeden kaynaşmış ve topluca oyunlar oynamaya başlamış. Yaya hangi oyun gurubuna katılacağını şaşırmış ama sonra kendisini yakalamaca oyununda bulmuş. Oyunu oynamanın bir kuralı varmış o da herkes belirli bir yere kadar uzaklaşabilirmiş. Oyun başlamış ama oyunda ki tek kanatlı hayvan Yaya’ymış ve herkes oyunun ilk dakikalarından başlamış laf etmeye,
– Ama Yaya uçabiliyor olmaz ki haksızlık bu.
-Evet Yaya sen çık bu oyundan başka bir oyuna geç!” demeye başlamışlar ve Yaya ağlayacak gibi olup hemen oradan başka bir gruba geçmiş. İp atlamaya katılmak istemiş bu sefer de oradaki ip i çevirememiş, voleybola Yaya’yı çok küçük diye almamışlar. Yaya hayal ettiği geziden çok farklı şeyler yaşayınca ne yapacağını şaşırmış ve kimse onun ağladığını görmesin diye uzaklara uçmuş. Uçmuş, uçmuş, uçmuş… O kadar çok uçmuş ki gezi alanından baya uzaklaşmış.
Ağlamış da ağlamış Yaya, sakinleyince geri dönmek istemiş gezi alanına, çünkü hem karnı acıkmış hem de tek başına bu çamlıkta korkmaya başlamış. Yaya geldiği yöne doğru uçmaya başlamış ama hiç gezi alanına yaklaşamıyormuş. Ceketini serviste bıraktığı için çok pişman olmuş ve kendi kendine konuşa konuşa uçmaya devam etmiş.
– Uçabiliyorum, küçüğüm ve güçsüzüm diye oyunlardan çıkarıldım. Bu piknik böyle mi olmalıydı? Hani eğlence olacaktı Yaya? Olmadı işte sen burunsuz sinek olarak dışlanmaya mahkumsun.”
Yaya sinirle gezi yerini bulmaya çalışırken yemek saati gelmiş ve sınıf öğretmeni Yaya’nın yokluğunu fark etmiş. Bibi ve sınıf arkadaşları çok telaşlanmış ve herkes onu en son gördüğü yeri söylemiş. Öğretmenleri Pembe Ayı korku içinde oturduğu yerden kendini suçlarken sınıf arkadaşları ve birkaç büyük sınıftakiler çamlıkta Yaya’yı aramaya başlamışlar. Gezi alanında bekleyenler iyice korkarken arama ekibi de umutlarını kaybetmeye başlamış. Yaya sanki kaybolmuş gibi hiçbir yerde yokmuş. Tam vazgeçiyorlardı ki Yaya’nın sesini duymuşlar. Kendi kendine yine;
– Uçabiliyorum, küçüğüm ve güçsüzüm diye oyunlardan çıkarıldım. Bu piknik böyle mi olmalıydı? Hani eğlence olacaktı Yaya? Olmadı işte sen burunsuz sinek olarak dışlanmaya mahkumsun.” bunları söylüyormuş ve bunu duyan arkadaşları bu duruma çok üzülmüşler ve hemen koşarak ona sarılmışlar. Yaya onları karşısında görünce çok sevinmiş çünkü az kalsın onların gittiğini düşünüyormuş.
Gezideki herkes özellikle de oyundan çıkaranlar Yaya’dan özür dilemiş ve hep beraber meşhur Sincap’ın Çamlığında yemek yemişler. Sonra en çok Yaya’nın dahil olduğu bir sürü ama bir sürü oyunlar oynamışlar. Yaya eve geldiğinde kötü başlayan gezinin ne kadar harika bittiğini düşünüp mışıl mışıl uyumuş.
Bu masalı dinlemek için buraya tıklayın.
Sevgili Aileler; Bir Masal sitemizin size ve çocuklara faydalı olduğunu umarak masallar seçiyor, beğendiğinizi ve bizi takip ettiğinizi umuyoruz. Bizlere de faydalı olması açısından lütfen yorum bırakmayı unutmayın 🙂
Bir Masal sitemizin uygulamasını artık Akıllı telefonlarınıza yükleyebilirsiniz, Buraya tıklayarak Google Play’den Bir Masal uygulamamızı indirin.
Masalı yazan : Deniz Altıok. Bu masalın izinsiz kullanılması, kopyalanması ve yayınlanması yasaktır.